Allah (cc), bizlerin dünyaya gelmesini annelerimiz aracılığıyla dilemiştir. Anne, dünyaya getirdiği çocuğunu kelimelerle ifade edilemeyecek kadar sıkıntılarla doğurur. Doğum sonrasında da doğum kaynaklı günlerce rahatsızlığa katlanır. Bebek yaşına gelinceye kadar geceler gündüzlere, gündüzler de gecelere karışan günler geçirilir. Bir ömür boyu, yemez yedirir, giymez giydirir, uyumaz uyutur, hastalanma pahasına tüm hastalıklarına karşı mücadele eder. Allah'ın (cc) annelere verdiği analık duygusuyla çocuğunun tüm gelişim aşamalarında en az zarar görmesi için çırpınır durur. Fiziken her şeyi yapmak için "gözünü budaktan esirgemez."

Anne, çocuğun gelişimi ve yetişkinlikte karşılaşabileceği ve elinden bir şey gelmeyeceği durumlarda da dualarıyla yardıma koşar. Dua, insanların Allah'a (cc) beklentilerini ve isteklerini ilettiği bir olaydır. Allah (cc), kullarından dua etmelerini istemiştir. Kul sıkışınca ilk işi dua etmektir. Anne de evladı için gece gündüz hayır dualar eder. Allah (cc) anneye, öyle şefkat ve merhamet duygusu vermiştir ki anne çocuğundan gelecek her türlü cefaya katlanır. Tabii ki kişi çocukluktan çıkınca annesine gereken saygıyı ve sevgiyi göstermelidir. Aksi durumlar, kul için hiç de kolay olmayacak süreçlere gider.

Anne duasına ihtiyacı olmayan bir kul yoktur. Annenin hayır duasını almak, girişilen işin yarısını yapmaktır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) "Cennet annelerin ayağı altındadır" demiştir. Peygamberimizin sözünden de anlaşılan bir mümin, cennete girmek için önce annesinin gönlünü hoş tutmalıdır. Bir gün sahabelerden birisi Peygamber Efendimize, "dünyada sizden sonra en çok kimi sevmeliyiz" diye sormuştur. Hz. Muhammed (s.a.v.), "anne" cevabını alınca, sonra "kimi" diye sormuştur. İkinci kez "anne" cevabını alınca, "peki daha sonra" sorusuna, üçüncü kez "anne" cevabını almıştır. Dördüncü soruda ise "baba" cevabını işitmiştir. Yani üç kere "anne" daha sonra "baba" cevabını almıştır. Bu olaydan da anlaşılacağı üzere insan annesine ne kadar ihtimam gösterirse göstersin onun hakkını ödeyemez. Öyle ise ana gibi bir değerin hayır duasına hepimizin ihtiyacı vardır.

Anne ve çocuk arasındaki bağ, biyolojik ve duygusal bağların ötesinde manevi bir derinlik taşır. Annenin çocuğuna duyduğu sevgi ve şefkat, çocuğun hayatının her evresinde ona rehberlik eder. Bu bağın güçlenmesi, çocuğun psikolojik ve duygusal gelişimi için de son derece önemlidir. Annenin duaları ve iyi dilekleri, çocuğun hayatında pozitif bir etki yaratır ve ona güç verir. Annenin duası, çocuğun zor zamanlarda dayanıklılık ve umut bulmasına yardımcı olabilir.

Allah (cc) annelere öyle bir merhamet ve şefkat duygusu vermiştir ki, bu duygular insanın hayal gücünü aşar. Anne, çocuğunun mutluluğu ve sağlığı için kendi ihtiyaçlarını geri plana atar. Bu fedakarlık ve özveri, annenin duasının ne kadar güçlü ve etkili olduğunu gösterir. Annenin duası, çocuğun hayatında karşılaştığı zorlukları aşmasında önemli bir rol oynar.

Anne duası, manevi bir güç kaynağıdır. Her insan, annesinin hayır duasına ve sevgisine ihtiyaç duyar. Bu dualar, hayatın her alanında başarı ve mutluluk getirebilir. Annenin fedakarlıkları ve duaları, çocuğun hayatında kalıcı izler bırakır. Bu nedenle, annelerin kıymetini bilmek ve onların hayır dualarını almak her mümin için büyük bir nimettir.