Sözlük anlamıyla dua; istemek, çağırmak, seslenmek ve yardım talep etmek demektir. Geniş anlamda dua; bir yakarış, bir yöneliş, bir talep, bir dilek ve bir iç dökmedir. Dua eden kişi, kendi sınırlılığının ve yöneldiği kapının sınırsızlığının bilincinde olarak, olağanüstü bir tevazu içinde ve isteklerine cevap verileceği inancıyla el açıp yakarır.

Duanın belli bir şekli veya yöntemi yoktur. Kültüre ya da dua amacına göre; tek başına veya toplu olarak, düşünerek, sözle ya da şarkı söyleyerek dua edilebilir. Duanın birçok çeşidi vardır ancak genellikle şu amaçlarla yapılır:

İslam dininde dua etmenin ayrı bir önemi vardır. Şüphesiz Allah, insanların aklından geçenleri ve ihtiyaçlarını bilir. Ancak, insanların kendilerini geliştirmeleri ve bazı değerleri içselleştirmeleri için duaya ihtiyaçları vardır. Ayrıca, dua etmek bir ibadettir.

İslamiyette duaların yapılış şeklini tarif eden ayetler vardır. Gönülden, gizlice, bağırmadan ve samimiyetle dua edilmesi önerilir.

İbadet etmenin özü olan duada yer ve zaman sınırlaması yoktur; her zaman ve her yerde dua edilebilir. Evde, okulda, uyurken, çalışırken, herhangi bir iş ile meşgulken, arabada, camide, sokakta, derste dua edilebilir. Ancak duada önemli olan, kişinin kendisine düşen görevi yaptıktan sonra, istediği ve dilediği şeyi Allah'tan istemesidir. Allah, tembellik eden, fesat olan, yalancı ve başkasının malına hakkına giren kişilere değil, kul hakkına saygılı olan, hainlik ve ihanet etmeyen, komşusuna, arkadaşına ve akrabasına kin gütmeyen, alçak gönüllü, kibirden uzak olan ve İslam'ın buyurduklarını yerine getiren kişilere dileklerini verir. Hz. Muhammed, cennette kendisiyle komşu olmak isteyenlere; "bunu istiyorsan çok secde et" demiştir.

Dua ederken uyanık bir kalple dua etmek ve söylenen her kelimenin kalpten hissedilmesi gerekmektedir. Allah'a yakarmak, kulunu daima huzura götürmüştür; yeter ki yakarış temiz kalple yapılsın. Her duanın ve yakarışın bir karşılığı vardır. Biz insanlar için neyin hayırlı olacağını bilen tek varlık Allah'tır. Bazen bizim hayır gördüğümüz ve istediğimiz şeyler aslında hayırlı olmayabilir. Bu durumu birçok insan yaşamıştır. Dolayısıyla Allah, bazen kullarına hayırlı olmayacak bir şeyi nasip etmediği gibi, hayırlı olacak olsa da kulunu sabır imtihanına tutmak için istediğini hemen vermeyebilir.

Dua etmekte, Allah'a gönülden bağlanmak ve dua ederken ısrarlı ve samimi olmak gerekmektedir. "Dua ettim ama kabul olmadı" şeklinde yaklaşmak kesinlikle yanlıştır. Her şeyde bir hayır aramak ve tatmin olmak doğrudur. Duanın samimiyet içerisinde ve ne söylendiğinin bilinerek yapılması, duanın bir karşılık bulması için daha uygundur.

Allah, kullarını kimi zaman bazı zorluklarla sınar. Bazen de onlara yaptıkları hataların bedellerini ödetir. Koşul her ne olursa olsun, hiçbir olumsuz düşünceye kapılmadan daima sabredip, şükredip Allah'ın kullarına sunduklarını düşünerek dua etmek gerekmektedir. Kullar, ona dayanır, güvenirse ve gerçek dost olarak bir tek Allah'ı bilirse, buna karşılık mutlaka yardım görecektir. Çoğu kişide görüldüğü gibi, onu sadece zor zamanlarda hatırlamak ve çaresiz kalındığında ona dua etmek doğru bir tutum değildir. Oysa, kulunun ona muhtaç olmadığı bir an dahi yoktur ki, bir tek zor anında, her şeyden ümidini kestikten sonra, aşka çare bulamadığında, ihtiyaç duyduğunda ona yönelsin. Onun bize sunduğu nimetlere saygısızlık edip, nimetleri har vurup harman savurmaktansa, dünyanın malının büyüsüne kapılıp azgınlaşmaktansa ona şükredip el açarak dua etmek gerekir.

Dua huzurdur.